Dayatılan Sosyal Medya

Dayatılan Sosyal Medya

Gün geçmiyor ki yeni bir sosyal medya aracı (uygulama, site, ağ vb.) çıkmasın. Peki sen bu medyanın tam olarak neresindesin?

 

Her gün yeni bir sosyal ağa yakalanmamak elde bile değil. Facebook, Twitter ve Instagram gibi popüler sosyal ağlardan bahsetmiyorum bile. Onlar zaten olmazsa olmazımız.

Özellikle bizim gibi toplum içerisinde kendini ifade etmek için yeterli alan bulamayan veya zaten kendini ifade etmek için yeterli özgüveni hissedemeyen bireylerin olduğu toplumlarda sosyal medya ve içerdiği uygulamalar bir kendini ifade etme mecrası oluveriyor.

İş yerinde patronuna kızan, erkek arkadaşına trip atan ve hatta evde karısına kızan bile sosyal medyada kendini ifade etme çabası içerisine giriyor.

Konuyla ilgili bir düşünürün sözünden faydalananı mı ararsın, fotoğraf paylaşanı mı? Herkes dolaylı yollardan kendini ifade etme çabası içerinde. Sanırsın Mevlana sen erkek arkadaşına trip atasın diye nakşetti o mesneviyi…

Bu işin başka bir boyutu elbette asıl acı tarafı kendimizi açık, net ve doğru bir şekilde ifade edemeyişimizdir. Bu çok ezik bir durumdur ve ne yazık ki şuan toplumumuzun en önemli rahatsızlığıdır. Evde, işte, okulda, minibüste kısacası hayatın her aşamasından bir birine sahte yüzlerle bakan fakat diğer tarafta yüzüne söylemeyediklerini içine atıp sindiren. Daha sonra da sindirdiklerini sosyal medya da kusan bir toplum.

Bunun yanında sürekli bir eleştiri hali içerisinde olmak ruh sağlığı açısından da sağlık bir yaklaşım olmadığı kanaatindeyim. Bir çocuğun daha yetişme çağında kendini ifade edebilmesi için imkanlar sunmak işte bu yüzden çok önemlidir.

Şuana kadar yazdıklarım işin bir boyutuydu. Diğer bir boyutu da yazının başlığını oluşturan dayatılan sosyal medya. Artık sadece bir kaçımızın ebeveynleri sosyal medya kullanmıyor. Artık anne ve babalarımız hatta daha konuşmaya başlamamış çocuklarımızın bile sosyal medya hesapları mevcut. Bu ne kadar doğru bilmiyorum. Zira herkes hayatını istediği kadar ve istediği şekilde yayınlamakta özgür.

Asıl soru “Peki bu beni ne kadar ilgilendiriyor?”

Senin eşinle yediğin akşam yemeğinde ki etin pişme şekli sence benim umurumda mı? Yada kaldığın oteldeki sabunların markası benim için bir şey ifade ediyor mu? Tabiî ki hayır!

Bunun yanı sıra bir sosyal ağda arkadaş olduğun (burada arkadaş kavramı gerçek arkadaşlığı ifade etmiyor tabi ki!) bir kişiyi diğer sosyal ağlarda da takip etme arzunu bu derece coşturan motivasyon nedir? Belki seninle sınırlı şartlar altında görüşmek dileğindeyim. Yada sadece bir zorunluluktan dolayı seni eklemiş bulunmaktayım. Evet bu olaylara da rastlamak içten bile değil. Geçenlerde bir arkadaşım anlatıyor. Eşinin sürekli rock müzik paylaşan kız kardeşinin paylaşımlarını beğenmesi için zorlandığı bir durumla karşı karşıya.

Bu demek oluyor ki öyle bir hale geldik ki artık kendimizi özgürce ifade edebilmek için dahil olduğumuz sosyal medyada bile artık özgür değiliz. (Buradaki özgürlük kavramı tartışmaya açık değil)

Birde yeni çıkan bir sosyal ağa anında davet alma durumu var. (Burada oyun olayına hiç girmiyorum. O konu ayrı. Onu sonra görüşürüz.)

Şimdilik bu kadar. Lütfen görüşlerinizi en azından sürekli gördüğünüz insanlarla daha özgürce paylaşın. Bu sizi onlara böylece de hayata daha fazla yakınlaştıracaktır.